17 Temmuz 2011 Pazar

Acınası


Düşünüyordum, acaba bir insanın hayatını acınası yapan şey nedir?” diye. Fakirlik mi, karaktersizlik mi, istediği bir işte çalışamaması mı? Bunların hepsinin bir şekilde katlanabilir olduğuna kanaat getirdim, ve asıl ezik bir yaşamın ne olduğunu buldum. Bu duyguyu hissettiğiniz ve kendinizden emin olduğunuz zaman intihar etmenin de en iyi ilaç olduğunu düşünmekteyim.

Akineton, parkinson hastalarının kullandığı bazen de ruhsal rahatsızlığı olan kişiler için verilen ağır bir ilaçtır. Alkol ile kullanımı sonucu anılarınızın silinmesine yol açar. Anıların silinmesi... Sizi siz yapan nedir? Size isminiz sorulduğunda verdiğiniz cevap aslında bir kaç harften oluşabilir ama aslında sizin o anki yaşınıza kadar olan anılarınızı kapsıyor. Neden fotoğraf çekersiniz? Güzel anıları saklamak ve her baktığınızda ders çalışırmışçasına hafızanızda yenilemek için.

Kendinize şu soruyu sorduğunuzda ne cevap veriyorsunuz? “Bütün anılarım silinse bu beni mutlu eder mi?”. Bu aslında tuzak bir soru, sonuçta silinse siz silindiğini bilmeyeceksiniz ama farz edelim ki hafızalarınızın silinmemiş kopyası olan siz, uzaktan fabrikadan yeni çıkmış “size” bakıyorsunuz. Mutlu olur musunuz?

Evet, bu soruya cevap olarak evet diyen insanlardı benim gözümde acınası olan. Düşünsenize hayatta hiçbir anısı mutlu olmayan, kötü olaylarından ders çıkaramamış bir insansınız ve anılarınızın silinmesini isteyerek kendinizi resetlemek istiyorsunuz. Hayatta bundan daha acınası bir durum var mı acaba? O kadar boş gelip gitmişsiniz ki, sizin için anıların silinmesi birşey ifade etmiyor.

Gerçekten, eğer bir gün böyle bir yaşam geçirdiğinden ve geçirmekte olduğundan emin olursa insan, yapacağı en güzel şey sanırım hayatına son vermek olacaktır.

14 Temmuz 2011 Perşembe

13 14 07 11


Türkiye’nin Kürdistan İşçi Partisine karşı olan ‘savaşında’ yine şehit verildi, 13 tane.

Haber kanallarında CNN, BBC’de çıkan spikerler ile yarışabilecek olan spikerler yüzlerinde hiçbir üzüntü ifadesi olmadan haberlerini gayet objektif bir şekilde sunup ‘yarın görüşmek üzere’ diyerek veda ediyorlar. Bunda kızılacak bir durum yok, tanımadığımız kişiler için üzülmek sadece evrimsel psikolojimizin izin verdiği kadar mümkündür. Dahası, sürekli bir olayı, karakterleri değiştirerek insanların önüne sunduğunuz takdirde artık alışkanlık yapar ve tepki katsayısı azalır. Patriotizmin öldüğü bu yüzyılda hala patriotizm ile ortaya karışık evrenselliği yutturmaya çalışınca ortaya tadı iğrenç olan bir yemek çıkıyor.

Öbür dünya anlayışı olduğu müddetçe insanın bu dünyadaki değeri azalır. Ölen 13 askerin şuan cennette olduğu düşüncesi bizleri rahatlatır ve sonraki şehitler için zemin hazırlar. İkinci bir yaşamın olduğu düşüncesi, bu yaşamın değerinin azalmasına yol açar. Belki de insan nüfusunu arttıran da bu düşüncedir. Ölenlerin aslında ölmediği ve mutlu olduğu düşüncesi, onların ölümlerine yol açan durumlar için yeni adaylar yetiştirmemizi sağlar. ‘Bir çocuğum olsa onu da yollardım’ veya ‘ Yine olsa yine yaparım’ bu düşüncelerin ürünleridir ve bu hastalıklı zihniyet terkedilmediği sürece ölenlerin bir değeri kalmayacak ve ölümler devam edecektir.

Herkes ayakta, herkes bağırıyor. Peki yarın ne olacak? Herşey unutulacak. Bana hatırladığınız bir şehit ismi söyleyebilir misiniz? Hepsinin askerde çekilmiş fotolarını ölümlerinin ardından gördünüz ve unuttunuz. Evet unutulur çünkü arkadan gelen var çünkü bu artık normal bir durum. ‘İç dinamiği var bu işin, dış dinamiği var’. Yok yok. Gerçekten dış güç falan yok bunları yaptıran. Sadece sizin zihniyetiniz sizi öldüren. Siz kendinizi öldürüyorsunuz kendi anlayışınızla, kendi hayatınızı değersiz yapan inançlarınızla.

12 Temmuz 2011 Salı

TATMİNSİZLİK



İnsanları dinliyorum, her kesimden her yaştan, her bölgeden. Ankara’da bulunan biri “Ankara’da hiçbirşey olmadığını”, İstanbul’da oturan biri İstanbul’da birşey kalmadığını”, Londra’da oturan “Londra’da ona heyecan veren birşeyin kalmadığını” söyleyip duruyor. Sonra bu insanlar rubik küpteki renkler gibi kübün yüzünde yer değiştirmeye başlıyorlar, kübün farklı yüzlerinde farklı bölgelerde bulunuyorlar. Bu onları tatmin ediyor mu? Tartışılır. Bazıları için gerçekten gidiş yeni bir başlangıç olabiliyorken bazıları için yalnızca zaman kaybı oluyor.